Gebelik ve Diyabet

Gebelik ve Diyabet

Diyabet, vücudunuzun yeterli insülin üretmemesi nedeniyle kanınızdaki şekeri tam olarak kontrol edemediği ciddi bir hastalıktır. Diyabet, gebelik süresince en yaygın tıbbi komplikasyondur.

İki temel diyabet türü vardır. Tip 1 diyabet günlük insülin kullanımını gerektiren bir hastalıktır. Tip 1 diyabet belirtileri artan susuzluk ve idrara çıkma, sürekli açlık, kilo kaybı, bulanık görme ve aşırı yorgunluk içerebilir. Çocuklukta ve genç yetişkinlik süresinde sıklıkla teşhis konan bu tip diyabet oldukça yaygındır.

Tip 2 diyabet, diyabetin en yaygın şekli olup, belirtileri, yavaş iyileşen mesane veya böbrek enfeksiyonları, susuzluk ve idrara çıkma, sürekli açlık ve yorgunlukları içerir. Diyabetin bu şekli, sıklıkla yaşlılık, obezite, aile öyküsü, önceki gestasyonel diyabet öyküsü, fiziksel hareketsizlik ile ilişkilidir.

Hamilelik süresince şeker hastalığını tedavi etmek, hem sizin hem de bebeğinizin sağlığının anahtarıdır. Sağlıklı bir beslenme planı geliştirmek bu anlamda oldukça önemlidir. Uygun beslenmeye öncelik verilmesi hem gebe kalmadan önce hem de sonra kan şekerinizi kontrol etmenize yardımcı olacaktır. Aynı zamanda fiziksel olarak aktif kalmaya çalışmak da diyabet açısından önemlidir. Kan şekeri seviyeleri düşük olduğunda, vücudunuz ihtiyaç duyduğu enerjiyi alamaz. Diyabet belirtileri şu şekildedir;

  • Bulanık görme
  • Açıklanamayan yorgunluk
  • Ruh halindeki ani değişiklikler

Anne diyabetli olduğunda bebeğe potansiyel olarak yansıyabilecek olumsuz birkaç sağlık riski vardır. Makrozomi, bebeğinizin plasentayı aşan aşırı insülin nedeniyle çok büyüdüğü bir durumdur. Büyük bir bebek vajinal doğum yapmayı zorlaştırabilir ve doğum sırasında bebeğin yaralanma riskini artırabilir. Sarılık, cilt ve gözlerin sarımtırak bir renk değişikliğidir ve bazen gebelikte diyabet yaşanması ile ilişkilidir.