1- KİLO : Gebelikten alınması gereken kilo ortalama 9 ile 12 kilo arasındadır. Çok zayıf olan anne adaylarının maksimum 17 kiloya kadar almasında bir sakınca yoktur. Hamilelik öncesi ve sonrası fazla kilo gebelik sırasındaki riskleri arttırabilir. Anne olmak isteyen fazla kilolu kadınların hamile kalmadan önce fazla kilolarını vermesi, zayıf olan kişilerin ise hamile kalmadan önce ideal kilosuna ulaşması önerilir.
2-BESLENME Hem sizin sağlıklı bir gebelik geçirmeniz hem de bebeğinizin sağlıklı olarak dünyaya gelmesi için beslenme büyük önem taşır.Öğünleriniz sık sık ve az porsiyonlar halinde olmalıdır. Uzun süre aç kalınmamalıdır. Gıdaların İyi yıkandığından ya da piştiğinden emin olunmalı, yediğiniz gıdalarda çeşitliliğe önem verilmeli, aldığınız gıdaların taze olmasına dikkat edilmelidir. Raf ömrü uzun olan katkı maddeleri içeren gıdaların tüketilmemesine ; taze, doğal , organik , mevsimine göre beslenmeye özen gösterilmelidir. Günlük diyette mutlaka süt ve süt ürünleri (günde en az 1 bardak süt, bir kâse yoğurt, peynir), allerjiniz yoksa yumurta, omega yağ asitlerinden zengin olan, ceviz, badem, kuru incir, kuru kayısı gibi gıdalar, balık ( levrek, çipura, somon gibi büyük balıklar),kırmızı et (tercihen kuzu), kurubaklagil olmalıdır.Kafein içeren yiyecek ve içeceklerden uzak durulmalı, ünde en az 2-3 litre su içmeye önem verilmelidir.
Gebeliğin ilk 3 ayında, bebeğin büyüme ve gelişmesini etkileyen en önemli faktör, sağlıklı kromozomal bir yapıya sahip olmasıdır. Dolayısıyla, bu dönemde katkısız ve doğal olduğu sürece annenin beslenme şekli bebeğin gelişimini etkilemez. Bu dönemde istemediği gıdayı yemek için gereksiz bir çaba içinde olmamalıdır.
Hamileliğin 15. haftasından sonra bebek hızla büyümeye devam eder. Bu sebeple kadının bağırsak hareketlerin yavaşlama meydana gelmektedir. Kabızlık gibi şikayetler sıkça görülür. Bu dönemde ideal olan, günde 1 kez tuvalete çıkmaktır. Bu sağlanamıyorsa kişinin alması gereken önlemler vardır. Anne adayı mutlaka lifli gıdalardan bol bol tüketmelidir. Sebze ağırlıklı beslenilmeye önem verilmelidir. Kahvaltı esnasında sütle birlikte yulaf ezmesi tüketilmelidir. Bol bol su tüketimi de alınacak tedbirlerin başında gelmektedir.
3- EGZERSİZ: Egzersize başlanması için genellikle 3. ayın bitimi beklenir. Egzersizde düzen, önemli bir faktördür. Hareket etmenin amacı kilo almayı engellemek kesinlikle değildir. Önemli olan kilo alımını da düzene sokmaktır.Haftada en az 2 gün birer saat yürüme, yüzme, gebeliğe özel yoga, pilates yapılabilir. Ancak tehlikeli sporlar, ağırlık içeren egzersizler,paten bisiklet gibi aktivitelerden kaçınılmalıdır. Egzersiz anne adayının kendini hem fiziksel hem de psikolojik açıdan iyi hissetmesine yardımcı olur. Gebelikte oluşması muhtemel olan duruş ve vücut şekil bozukluklarını azaltır.Uyku problemini azaltmaya yardımcı olur.Anne adayının kontrollü kilo alınımını sağlar ve gebelik esnasındaki şişlik ve ödemleri azaltır. Normal doğumu kolaylaştırır.
4- GİYİM: Özellikle yaz dönemindeki gebeler için sıcak olmaması ve serinlik önemli bir faktördür. Kişiyi sıcak tutan ve terleten sentetik kumaşlardan yapılmış kıyafetler anne adayları için uygun değildir. Pamuklu kumaşlardan üretilmiş giysiler kadınlar için idealdir. Ayrıca açık renkteki ve bol kıyafetler kişiye rahatlık sağlamaktadır. Gebelik esnasında göğüsler büyür. Bu yüzden eski sutyenleri kullanmak kişiye rahatsızlık verebilir. Hamile kadınların üzerlerine uygun olan sutyen kullanması gerekmektedir. İç çamaşırları da gebelik döneminde dikkat edilmesi gereken bir husustur. Pamuklu ve yüksek bel iç çamaşırları kullanmak daha sağlıklı olacaktır. Hamilelik sürecinde kadınlarda ödem problemine sık sık rastlanır. Bu nedenle ödemden ötürü şişen ayaklar için rahat ve ortopedik ayakkabılar tercih edilmelidir. Yüksek topuklu ayakkabılardan kaçınılmalı, maksimum topuk yüksekliği yaklaşık 3 cm olmalıdır. Gebelik boyunca beli sıkan sıkı giyeceklerden ve kemerlerden, sıkı sutyenlerden, naylon ya da sentetik iç çamaşırlarından, dar pantolonlardan uzak durulmalıdır.
5- AĞIZ VE DİŞ BAKIMI: Gebelikte diş bakımı ve tedavisinin yapılmayacağı fikri yanlıştır. Basit dolgu işlemleri gebeliğin herhangi bir döneminde güvenle yapılabildiği halde, uzun sürebilecek tedavi işlemlerinin gebeliğin ikinci üç ayına ertelenmesi tavsiye edilir. Diş abselerinin mevcudiyetinde antibiotikler rahatlıkla verilebilinir. Hamilelik esnasında anne adayının iyi beslenmesi ve ağız bakımını ihmal etmemesi sonucunda herhangi bir diş problemiyle genelde karşılaşılmaz. Ağız ve diş bakımı ihmal edildiği takdirde, gebelikte oluşan hormonal etkiler sonucu ağız içerisinde olumsuz değişimler ve diş kaybı yaşanabilir. Hamilelik döneminde tükürük ve kandaki asit oranı arttığı için dişler daha kolay çürümeye uğrayabilir. Diş eti hipertrofisi ve kanaması normale oranla artış gösterebilir. Bebeğin diş gelişimi de anne karnında başladığı için anne, hem kendi hem de bebeği için dikkatli olmalıdır. Ağız ve diş problemlerinin görülmemesi için hamilelik süresi boyunca A, C, D vitaminleri, fosfor, kalsiyum alımına dikkat edilmelidir.
6- GÖĞÜS VE KARIN BAKIMI: Hamilelik döneminde kadının vücudunda birçok değişim meydana gelmektedir. Hormonal faktörlerden vücudun hemen hemen her yerinde değişiklik gözlemlenmektedir. Bunların en başında göğüs ve karın gelmektedir. Hamilelik sürecinin özellikle son zamanlarında meme bezleri çalışmaya başlar. Bunun sonucunda kolostrum adı verilen süt gelmektedir. Gebeliğin ikinci yarısından itibaren memeyi alttan destekleyecek, sıkmayan, pamuklu sutyenler giyilmelidir. Karın bölgesinde oluşacak çatlaklar için de çatlak önleyici özel kremlerle her gün masaj yapılmalıdır. Hamilelikte kuruyan cildi nemlendirmek hamilelik sonrasında oluşan deformasyonları da azaltacaktır.
7- CİNSEL İLİŞKİ: Sağlıklı olan bir kadının gebelikle ilgili tıbbi bir sorunu ortaya çıkmadığı müddetçe gebeligin son donemlerine kadar, cinsel ilişkiye girmesinda herhangi bir sakinca yoktur.Önceki gebeliklerinde tekrarlayan düşük, erken doğum, serviks yetmezliği ve buna bağlı erken doğum ya da düşük öyküsü olmasi, iliski sonrasi veya iliskiden bagimsiz vajinal kanama varliginda, bebegin esinin onde olmasi, dogum kanalini tikamasi (Placenta previa) durumunda, partnerin cinsel temasla bulaşan hastalık taşıyıcısı olması, gebede aktif kondilom, genital siğil – HPV lezyonlarının varlığında anne adaylarının bu normaldışı durum ortadan tümüyle kalkana kadar cinsel ilişkide bulunmamaları gerekir.Bunlarin disinda erken doğum eylemi nedeniyle tedavi gören ve/veya erken doğum yapma açından yüksek risk faktörü olan anne adaylarının doktorlarının belirlediği gebelik haftaları arasında cinsel ilişkiden kaçınmaları gerekir. Çoğul gebeliklerde son 3 ay, tekil gebeliklerde son 1 ay gebelerin cinsel ilişkide bulunmamaları onerilmektedir.Yoğun meme başı uyarısı ve sperm içinde bulunan prostoglandin maddesi kasılmaları başlatabilen bir etken olduğundan ilişki sirasinda meme başı uyarısında şiddetli kasılmalar hisseden ve/veya erken doğum yapma riski yüksek olan anne adaylarının da bu eylemden kaçınmaları gerekir. Vajinal kanama yaşayan anne adaylarında cinsel ilişki önerilmemektedir.
8- ÇALIŞMA VE İŞ KOŞULLARI: Günümüz koşulları göz önüne alındığında gebelik yaşayan birçok kadın iş yaşamlarına doğum yaklaşana dek devam etmektedir. Gebeliğin meydana getirdiği mide bulanması, baş dönmesi, kusma, sık sık idrara çıkma isteği, hareket güçlüğü, çabuk yorulma gibi kronik sebepler nedeniyle iş yaşamı oldukça güçleşerek olumsuz yönde etkilenebilmektedir. Bunun gibi nedenlerden ötürü gebe kadınların çalışma koşulları ve saatleri yasal olarak da düzenlenmelere gitmiştir. Gebelik esnasında yapılan işin ortamı ve şartları göz önünde bulundurulması gereken başlıca etmendir. Gebelik semptomlarını artıracak herhangi bir ortamda ya da fiziksel güç sarf edilebilecek bir işte çalışılması kadını zor durumda bırakabilir. Örneğin; çalışma alanı içinde kullanılan solvent maddeler, kimyasal maddeler ve radyasyon teması kadına zarar verebilmektedir. Bu gibi ortamlarda çalışmak zorunda olan hamile kadınlar özel kıyafet giymeli ve çalışma ortamı sık sık havalandırılmalıdır. Aşırı sıcak çalışma ortamlarında ise sık sık serin bir ortama geçmek, bol sıvı almak mutlaka gereklidir. Tüm çalışma ortamlarında gebeler, aşırı yükten kaçınmalı ve fazla eğilmekten uzak durmalıdır. Çalışma saatleri içerisinde kısa dinlenme molaları verilmelidir. Ayrıca gebelik sürecinde de herhangi bir risk faktörü var ise çalışma yaşamına ara verilmelidir. Rahim ağzında açılma, rahimde kusur oluşumu, kanama yaşanması, tansiyonda değişimler, fetüsün büyüme geriliği, rahimde su fazlalığı, daha önceden erken doğum yapmış riskli kişilerin çalışması gebeliği olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Dikkatli ve bilinçli çalışılması durumunda, çalışmak herhangi bir sorun ortaya çıkarmayacaktır.
9- YOLCULUK: Gebeliğiniz doğal seyrediyorsa ve doktorunuz da seyahat için bir sakınca görmüyorsa seyahat edebilirsiniz. 36. haftadan sonra seyahat etmekten kaçınmak doğru olacaktır. Otobüsle yolculuk etmek hamileler için önerilmeyen yolculuk tipidir. Otobüs yolculuğuna alternatif olarak başka seyahat araçları tercih edilmelidir. Otobüslerde hareket alanı kısıtlı ve molalar kısadır. Bu da hamile kadını zora sokabilir. Tren yolculuklarında hareket imkanı daha fazla olduğu için otobüs yolculuklarından daha sağlıklıdır. Otobüs, araba, tren gibi ulaşım araçlarında geçirilen sürenin 6 saatten fazla sürmemesi önem taşımaktadır. Bu arada arka koltukta yatarak gitmek fikrinden uzak durup ne konumda turursanız oturun emniyet kemeri takmalısınız.Seyahat esnasında emniyet kemerinin takılması oluşabilecek travmaları önleyecektir. Kemeri takarken alt kuşağın karnınızın altından belinizi sarmasına, üst kuşağında göğüslerinizin arasından inerek karnınızın üzerinden geçmesine özen gösteriniz.Uçak yolculuğu ise gebeler için daha güvenli bir alternatiftir. Kabin basıncında önemli ve ani bir değişiklik olmadığı müddetçe herhangi bir risk yoktur. Uzun sürecek uçak yolculuklarında her yarım saatte bir ayağa kalkarak dolaşmalısınız.Mümkünse yolculuğunuzu uçağın kanat kısmında gerçekleştirin . Çünkü en çok uçağın arkası sarsılır. Uçaklar da tahteravalli gibidir, bu yüzden en sakin yer kanat yanıdır. Yine de yolculuğa çıkmadan önce doktordan uygun olduğuna dair rapor alınmalı ve kontrollerden geçilmelidir.
Seyahat sırasında dikkat edilmesi gereken hususlar, özellikle uzun süre hareketsiz ve uygun olmayan oturuş pozisyonlarının yaratabileceği problemlerle ilgilidir. Bu problemler derin ventrombozu denen bacaklarda pıhtı oluşumu gibi ciddi durumlardan idrar yolu enfeksiyonu, bel ve sırt ağrıları gibi tabloları içerir. Bunlardan kaçınmak için yol boyunca 2-3 saate bir mümkünse mola verip 10-15 dakika yürüyüş yapmak gerekir. Mümkün değilse oturulan yerde ayakları hareketli tutmak ve öne doğru uzatarak oturmaya çalışmak doğru olacaktır. Seyahat süresince bol su içmek ve idrarı tutmaktan kaçınmak gerekir.
10- BANYO: Gebelik süresince banyo yapmakta herhangi bir sakınca yoktur. Fakat suyun sıcaklığı vücut ısısına yakın olmalı, aşırı sıcak olmamalıdır. Suyun aşırı sıcak olması durumunda vücut fazla miktarda ısınır ve kalp atışlarında artış görülür. Bu nedenle bebeğe giden kan akışı azalır ve bebek üzerinde stres oluşumuna sebep olabilir. Anne adayı terleme yoluyla vücudundaki fazla sıcaklığı atabilir fakat bebek için bu mümkün değildir. Fazla sıcaktan etkilenen bebeğin gelişme hücreleri de bu durumdan zarar görebilmektedir.